Blog Yazılarımız
SARI KANTARON YAĞI

SARI KANTORON

‘Doğadan gelen Prozac’ ‘Tabiatın sunduğu antidepresan’ Sarı kantoron etkileri 2000 yıldır bilinen en önemli tıbbi bitkilerden biridir. Almanya’da hafif ve orta düzey depresyonda reçete edilir.

 

Hypericum kelimesine ilk kez MÖ 2. yüzyılda rastlanmıştır. Antik Yunanlılar tarafından kötü ruhları uzaklaştırmak için duvarlara asılan, kutsal kabul edilen önemli bir bitkiydi. O dönemde psikiyatrik bozukluğu olan hastaların kötü güçler tarafından ele geçirildiğine inanılması ve sarı kantaron verildiğinde iyileşmesi üzerine bitkiye böyle kutsal bir anlam yüklenmiştir. Sarı kantaronun zeytinyağı içinde bekletilmesi ile parlak bir kırmızı renge dönüştürmesi de mucizevi görülüyordu. Orta çağda birçok dini ritüelin ve geleneğin parçasıydı.

İsviçreli hekim ve kimyager Paracelsus (1493-1541), sarı kantaronun kaynatılarak psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılabileceğini kayıt altına alan ilk kişidir. Öfke ve anksiyete problemi olan kişilere tavsiye etmiştir. Sarı kantaronun antidepresan etkisi, birbirinden farklı ve karmaşık pek çok mekanizma ile oluşmakta ve hala tam olarak çözülememiştir. Çalışmalarda bitkideki hiperforinin depresyona karşı etkinlik üzernde en büyük rolü oynayan molekül olduğu belirlenmiştir. Bitkinin flavonoidlerinin de tek başına değl; rutin ve izoramnetin bileşiklerinin hiperforin ile birlikte antidepresan etkiye katkıda bulunduğu kanıtlanmıştır. Sarı kantaron ekstreleri 1984 yılında Almanya Sağlık Bakanlığı tarafından psiko-vejetatif bozukluklarda, depresif bozukluklarda, anksiyete ve/veya ajitasyon durumlarında, bazı somatoform bozukluklarda, nöroastenide ve uyum bozukluklarında kullanımı belirtilmiştir. SSRI’lara karşı sarı kantaronun ekstrelerinin etkinliği incelenmiş ve ekstrenin plaseboya göre etkili, sentetik antidepresanların birçoğuyla da aynı etkiye ve daha az yan etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.

 

Özellikle Almanya’da hafif ve orta şiddetteki depresyon tedavisinde sıklıkla reçete edilen sarı kantaron ekstreleri yan etki açısından da güvenli bir bitkidir. Nadiren rapor edilmiş bazı yan etkiler bulantı, kızarıklık, huzursuzluk ve yorgunluk hissi.

 

Bu yan etkiler genellikle tavsiye edilenden yüksek dozda alımına bağlı olarak meydana gelmektedir. İlaç etkileşimlerine dikkat edilmelidir. Özellikle CYP-450 enzimleri üzerindeki etkilerden dolayı bu enzim tarafından metabolize edilen bazı ilaçlarla birlikte kullanılması risklidir ve dikkat edilmelidir. Sarı kantarondan fayda görebilmemiz için doğru ürünün doğru koşullarda üretilmesi, doğru dozda uygulanması ve muhakkak hekim ve eczacı gözetiminde kullanılması gerekmektedir.

 

DEMİR EKSİKLİĞİ

DEMİR EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE DEMİR II Mİ DEMİR III MÜ KULLANILMALI?

 

DENEY:

Toplam 200 hasta 4 gruba ayrılmış. Kg başı 3mg demir verilmiş.

Grup-1: Demir II ( Ferrözsülfat)

Grup-2: Demir II + multivitamin

Grup-3: Demir III (Ferrikpolimaltoz)

Grup-4: Demir III + multivitamin

Multivitaminler: D3, Çinko, Vitamin C, B9, (Folik Asit), B12

 

SONUÇLAR:

Grup-2: Hem demir hem ferritin hem HCT ve anemi açısından diğer gruptan çok farklı seviyede etkili

Sonra Grup-1 etkili

En az etkili olan ise Grup-3 (Sadece demir-3 verilenler)

Bazen görüyorum demir eksikliği ve anemi tedavisi görüyor hasta ama kullandığı ilaç Demi-III ( santafer-ferrum-maltofer vs )içeriyor.

Önemli olan ilaç isim değil etken maddede. Demir III mü Demir II mi yazdığı. Demir II alınmalı.

Eş zamanlı vitamin alınca neden etki artıyor.

Gıdalardaki kalsiyum demiri bağlar. D3 ile kullanmak bu etkiyi azaltıyor.

Gıdalardaki Fitatlar, okzalatlar demir elimini azaltır.

Vitamin C ise bu Fitatları bağlar buna izin vermez.

B9 (Folit asit) ve B12(eritrosit) kırmızı kan hücresi yapımında çok önemlidir.

Malum hemoglabin eritrosit içinde, demir de hemoglobin içinde bulunur.

Bu sebeple ve B8 ve B12 önemli.

 

BİTKİLERDEN DEMİR EMİLİMİ DÜZEYİ

 Bitkilerde Demir III bulunur HEM bulunmaz

HEM- O- GLOBİN … İşte o HEM içeren demir et’te hayvansal gıdalarda bulunur.

Bitkilerdeki Demirin %1,7 si etteki demirin %21 i emilir

Bitkilerde emilimi azaltan polifelonik moleküller bulunur.

ISPANAK SORUNSALI

Yıl 1870 Alman kimyager Erich Von Wolf 100 gr. Ispanak içerisindeki demiri tespit ediyor.

SONUÇ: 35 mg

Bu çok yüksek bir oran. Çünkü 100 gr. kırmızı et 2,5 mg demir içeriyor.

Tabi veriyorlar coşkuyu, ıspanak=demir ve güç demek oradan bir demette çizgi film.

Temel Reis (popeye) ıspanak ye güçlü ol miti.

Tam 67 yıl bu hikâye sürüyor ve sonra fark ediliyor ki 2 rakam arasına nokta koyulması UNUTULMUŞ! Asıl sonuç 3.5 mg. (gerçi bu da hatalıda) 1937 de yapılan net ölçümde 2,6 mg olarak tespit edilmiş.

Zaten 35 mg 100 gram ıspanakta olsa bir porsiyon ıspanakta yarım topluiğne yemiş olurduk.

Buradaki yazıdan ıspanak kötüdür anlamı çıkmasın. Ispanak gayet iyi bir besin ama demir için değil.

SONUÇ:

●Demir eksikliği, buna bağlı anemi, ferritin düşüklüğü, HCT düşüklüğü için;

▪︎Demir II

▪︎Vitamin C

▪︎B9

▪︎B12

Beraber ve gece yatmadan en yakın öğün ile 4 saat fark olacak şekilde alınmalı.

●D3 ise bunlarla beraber değil sabah tok alınmalı.

D3 melatonin sentezini engellediği için gines battıktan sonra alınırsa uykusuzluk yapar.

 

İYOTUN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ

 İyot Nedir?

          İyot doğada pek çok kaynakta bulunan ve insan vücudunda üretilmediği için dışarıdan gıdalar ile alınması şart olan bir mineraldir.

          Dünya üzerinde bulunan minerallerin saymakla bitmeyen faydaları vardır. Bu minerallerin yeterli ve düzenli alımının hayat kalitemizi artırarak sağlıklı bir yaşam sürmemize katkıları büyüktür. Vücudumuzun işleyiş mekanizmalarının devamlılığı açısından en önemli mineraller arasında yer alan iyotun da sağlığa faydaları merak konusudur. Ayrıca kişiler tarafından da iyot neye iyi gelir ve iyot ne işe yarar soruları sıklıkla internette araştırılmaktadır. İyot ile ilgili merak edilenleri ve bu soruların yanıtlarını aşağıdaki yazıda okuyabilirsiniz.

          İyot gıdalardan yeterli miktarda alınamayan, vücudun işleyiş mekanizmalarının devamlılığının sağlanması açısından önemli ve genellikle deniz ürünlerinden elde edilebilen bir mineraldir. Toprakta ve okyanuslarda bulunduğu keşfedilmiştir. Tüm insanlar açısından iyot alımı çok önemli olsa da özellikle çocukluk ve hamilelik dönemlerinde iyot alımında aksaklık meydana gelmemesi hayati bir önem taşımaktadır. Çocukluk, bebeklik ve hamilelik döneminde gerekli miktarda iyotun alımı bebeklerin, çocukların zihinsel ve beyinsel gelişimi açısından çok önemlidir.

         İyot tiroit fonksiyonlarının devamlılığı açısından çok önemli bir mineraldir. Bu mineral vücudumuzun işleyiş mekanizmasından sorumlu olan tiroid bezinin görevlerinin devamlılığı için çok önemlidir. Tiroid hormonunun sentezlenerek yetersizliğinin gelişmesinin önüne geçer. İyot eksikliği sonucu tiroit hormonlarında düzensizlikler meydana gelebilir ve tiroit hormonunun az çalışması yani hipotiroidi gelişebilir.

İyot Vücutta Pek Çok İşleyişte ve Süreçte Görev Alır;

  • Tiroid bezinin çalışmasının sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Bu sayede tiroid bezinden salınan hormonların işleyiş mekanizmasının olması gerektiği gibi gerçekleşmesine katkı sağlar.
  • Bebeklerde ve çocuklarda zihinsel gelişimin sağlıklı bir şekilde olması açısından büyük önem taşır.
  • Tiroid, prostat ve meme kanseri gelişme riskini azaltır.
  • Zihinsel mekanizmaların işleyişine katkı sağlar.
  • Depresyon ve kaygı bozukluğu oluşumunun önüne geçer.
  • Saç dökülmesini ve saçlarda cansızlaşma problemini engeller.
  • Ciltte solgunluk ve kuruluk oluşması, metabolizmanın yavaşlaması gibi etkileri olan hastalıkların gelişmesinin önüne geçer.
  • Üreme sağlığına ve çocuk sahibi olabilmede olumlu katkılarda bulunur.
  • Bağışıklık sisteminin uygun şekilde çalışabilmesi.
  • Radyasyonun zararlı etkilerini minimize eder.
  • Metabolizma ve kilo dengesini korumada önemli rol oynar.

İyot İçeren Besinler;

  • İyotlu tuz.
  • Deniz ürünleri.
  • Lahana, şalgam, havuç, turp, ıspanak, pazı, sarımsak.
  • Süt ve süt ürünleri.
  • Yumurta.
  • Çikolata.
  • Soya ve soya ürünleri.
  • Kırmızı renkli hazır gıda boyaları ve bu boyaları içeren vitamin takviyeleri dahil tüm gıdalar.

 İyotun Zararları;

Vücuda yararlı her vitamin ve mineral gibi fazla alımında iyotun da zararlarıyla karşılaşılabilir. Bu da akıllara iyotun yan etkileri ve iyotun zararları nelerdir sorularını getirebilir. İyotun fazla kullanımı tiroid hormonlarının fazla çalışmasına yani hpertiroide neden olabilir. Hipertiroid, vücudun beyni olarak nitelendirilen tiroid bezinden salgılanan hormonların fazla çalışması durumudur. Bu hormonların az ya da fazla çalışması vücudun işleyişinde aksaklıklar meydana getirerek günlük hayatı olumsuz etkiler. Bu nedenle iyotun az alımında olduğu gibi fazla alımında da ciddi zararlar meydana gelebilmektedir.

TAVSİYE: Uzmanların günlük kullanım tavsiyesi sabahaları bir bardak suya solüsyon halindeki iyotun 2 damla damlatıp içilebilir olduğu yönünde.

İyot Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • İyottan bir saat öncesi veya sonrası süre geçmeden C vitamini tüketilirse iyotun etkisi azalır. Yeterli etki görülmez. O sebeple yemekten bir saat önce iyotu suya karıştırarak içiniz.
  • İyot kullanırken eğer demir eksikliğiniz var ise demir ilacı ile birlikte kullanmak zorundasınız. Çünkü iyot etki gösterebilmek için vücuttaki demir depolarını kullanır. Bu sebeple demir eksikliği yaşama durumu olabilir.
  • İyot kullanırken mutlaka D vitamini eksikliğiniz varsa D vitamini kullanmalısınız.
  • İyot kullanırken magnezyum klorür ve selenyum kullanılması iyotun etkinliğini artırır. Yaşanılabilecek olumsuz etkileri engeller. 
  • İyot kullanırken baş ağrısı sivilcelenme vs. gibi durumlar yaşayabilirsiniz bu durum oldukça normaldir. Zamanla vücuttaki eksiklikler geçtikçe bu sıkıntılar da gidecektir.
  • İyot kesinlikle deriye seyreltilmeden sürülmemelidir. Yakıcı etki yapabilir. Sakın denemeyin. Mutlaka seyreltin. Yaralara yanıklara seyrelttikten sonra sürülebilir.
  • İyot tentürdiyot gibi kokuya sahiptir. Çünkü tentürdiyot içerisinde de iyot mevcuttur.
YEŞİL ÇAM KOZALAĞI ÖZÜ ŞİFASI

Yeşil Çam Kozalağı Özü Şifası Gizli Mistik Reçete

    Ormanlardan gelen bir şifa ile tanıştıracağız sizi, hazır olun. Piknik hatıralarının en güzel detaylarından biridir çam ağaçları değil mi? Buram buram çam kokan, yemyeşil alanların verdiği o huzur ile eve döndüğünüz anda, o tabiata hasret duyarsınız. Hasret duymakta haklısınız. Çam ağaçlarındaki şifa ruhunuza işlemiş adeta. Çam kozalağının da şifalı olduğunu söylesek size? Evet, çam kozalağı her derde deva olacak nitelikte.  

    Faydaları neredeyse hiç duyulmamış özel bir bitki çam kozalağı. Evlerde çoğu zaman dekor amaçlı kullanılan kozalağın faydaları öyle çok ki... Kozalak suyu, şurubu, özü, pekmezi, yağı, reçeli gibi... 115 çeşit çam ve kozalak çeşidi varken, Anadolu da en sıklıkla bulunanları 5 veya 6 cinstir. Karaçam, Sarıçam, Fıstık çamı, Halep çam, Kızılçam. 

    Nefesinizi açan bir yazıya hazır olun. Birazdan buralar bolca çam kokacak. Bu yazıda çam kozalağı neye iyi gelir ve çam kozalağı faydası nelerdir hepsini öğreneceğiz.

    Solunum rahatsızlıklarının en doğal ilacıdır. Öksürme, astım, bronşit ve rahatsız edici balgam durumlarında size şifa olacak niteliktedir. Vücudun ihtiyacı olan mineralleri bünyesinde barındırır. Sigara içenlere şifalı bir haber verelim: Akciğerlerinizi temizler ve daha rahat nefes almanıza yardımcı olur. Soğuk geçen kış günlerinde, sizi ayakta tutacak, vücut direncinizi koruyacak çökmüş bağışıklık sistemini düzelten bir şifa olarak akıllarda kalsın çam kozalağı. Metabolik sorunlar yaşıyorsanız çam kozalağı ile yola çıkmalısınız.

 

SAYISIZ FAYDALARIYLA ÇÖREK OTU YAĞI

Sayısız Faydalarıyla Çörek Otu Yağı

Geçmişten bugüne sağlığımız için doğanın bize sunduğu bitkilerden faydalanırız. Sağlığımız için en önemli destekleyici bitkilerden biri de çörek otu yağıdır.  Peki Çörek otu Yağı Nedir?

Çörek Otu Yağı Nedir? Çörek Otu Yağının Faydaları Nelerdir?

Geleneksel tıpta kullanılmak üzere yetiştirilen çörek otu yağı Güneybatı Asya, Akdeniz ve Afrika'ya özgü Nigelin bitkisinin tohumlarından elde edilir.  Binlerce yıldır geleneksel tıpta ve modern tıpta ilaç olarak kullanılan  çörek otu yağının faydalarını sıralayabiliriz.

Çörek otu Yağının Faydaları

Antienflamatuar ve antioksidan özellikleri nedeniyle iltihapların tedavisinde etkilidir.

Saçların dökülmesini önler, yeni saç oluşumunu destekler.

Zayıflama sürecinde vücudunuzdaki toksinlerin atılmasını sağlayarak kilo vermenizi hızlandırır.

Bağışıklığınızı güçlendirerek nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı korur, vücudun rahatsızlıklara karşı direncini arttırır.

Sindirim sisteminin normal fonksiyonlarında çalışmasına destek verir.

Depresyonu, stres ve gerginliği azaltır.

Diyabet için tedavi edici etkisi vardır.

Yaraların iyileşmesini sağlar.

Cildinizin parlaklığını arttırarak cildinizin daha güzel görünmesini sağlar.

Güneş yanığı ya da güneş lekelerine iyi gelmesi yönüyle bilinir.

Ayak mantarının yok edilmesinde etkilidir.

UD-İ HİNDİ YAĞI VE FAYDALARI

    Kust-i bahri diğer adıyla öd ağacı, dünyanın en doğal şifa kaynaklarından biri. Udi hindi adı ile bilinen bu bitkinin etkisi o kadar güçlüdür ki, Hadislerde bile adı geçmektedir. Bu başlığımızda Ud-i Hindi faydaları hakkında önemli bilgilere değineceğiz.

    Üst solunum yolu rahatsızlıklarına yakalanmak istemeyen insanlar, bağışıklığı güçlendiren doğal ürünleri araştırmaya başladılar. Bağışıklık söz konusu olunca hemen akla Ud-i Hindi geliyor. Çünkü Ud-i Hindi bitkisinin insan vücuduna sayısız faydası bulunuyor. Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan ve doğal bir antibiyotik görevi gören Ud-i Hindi yağı nedir, faydaları nelerdir anlattık.

UD-İ HİNDİ NEDİR ?

    Öd ağacı ve Kusti Bahri olarak da bilinen Ud-i Hindi, Doğu Asya ülkelerinin çoğunda yetişen ve odunsu bir yapıya sahip olan bir bitkidir. Ağacının odun kısmı ve kabukları yakıldığı zaman, çevreye harika bir koku yayar. Eski dönemlerde tüccarlar tarafınca Arap ülkelerine getirilen bitkinin bu yüzden diğer adı Kust-i Bahri olmuştur. Beyaz rengi bu isimle, siyah rengi ise Kust-i Hindi adıyla anılmaktadır.  Kozmetik ürünlerinde ve alternatif tıpta sıkça kullanılan bu bitki, uzun yıllar dayanabilen ve dört mevsim yapraklarını dökmeyen özel bir türdür. Ud-i Hindi sadece faydaları için değil, süs bitkisi olarak da kullanılmaktadır.

Koku ve tedavi amaçlı kullanılabilen bitkinin tedavi edici özelliğine dair Peygamber Efendimizin de hadisi söz konusudur. Peygamber Efendimizin (S.A.V.) bu harika bitkiyle ilgili hadisi ise şöyledir:

"Tedavilerin en iyisi hacamat ve udi hindi ile tedavidir."

    Bu olağanüstü bitkinin ne olduğunu öğrendiğimize göre, asıl merak edilen kısma faydalarına geçelim.

 

UDİ-İ HİNDİ YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

    Neredeyse insan vücudunun her bölgesine faydası olan bu bitkinin faydalarından yararlanmak isteyen kişiler onu çoğunlukla yağ ve toz formunda kullanıyor. Sizleri daha fazla bekletmeden bu mucizevi bitkinin faydalarını anlatalım. İşte udi hindi yağının faydaları.

- Bağışıklık sistemini güçlendirir ve rahatsızlıkların daha hızlı iyileşmesini sağlar.

- Vücut için doğal bir antibiyotik görevi görür.

- Boğaz ağrılarına çok iyi gelir.

- Grip gibi kış rahatsızlıklarını iyileştirme de büyük bir rol oynar.

- Vücuttaki iltihaplanmaların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar.

- Burun tıkanıklığına çok iyi gelir.

- Antioksidan özelliği sayesinde vücudu mikroplardan korur ve vücuttaki mikropların uzaklaştırılmasına destek olur.

- Mide rahatsızlıklarına çözüm olur. Gastrit ve Ülser dahil.

- Çıkarılmakta zorlanılan balgamın söktürülmesine destek olur.

- Baş ve mide ağrılarının hızlı bir şekilde geçmesini sağlar.

- Yorgunluğa iyi gelir ve enerji verir.

- Beynin sağlıklı bir şekilde çalışmasına destek verir, stres ve uykusuzluk gibi sorunlara iyi gelir.

- Ayrıca çiğnendiği takdirde ağız kokusunu giderir.

-Cildi yenileyici özelliği bulunan faydalı bitkimizin, düzenli kullanıldığı takdirde cilde maske gibi uygulandığı zaman ölü derileri yok ederek lekelerin giderilmesini sağlar.

-Küçük yanıklar ve egzama için de tercih edebilirsiniz.

- İdrar tutukluğu, idrar kaçırmaları, idrar yolu enfeksiyonu ve prostat için etkilidir.

- Gut

- Karaciğer ve safra kesesi ağrıları, Karaciğer temizleyicidir. Hepatit B/C

- Kansızlık,

- Faranjit,

- Egzama, sedef, mantar ve kaşıntı için kullanılabilir.

- Bağırsak iltihabı, Kolit,

- Orta kulak iltihabı, kulakta sıvı birikimi,

- Dizde yırtılma ve sıvı birikimi, dizde sıvı azalması,

- Dalak rahatsızlıkları,

- Küçük çocuklarda solucan ve şerit,

- Bronşit, öksürük ve balgam sökücü özelliği için kullanılır.

- Onkolojik tüm rahatsızlıklar için kullanılır.

  Kullanımını danışarak daha doğru kullanım şekliyle yol belirleyebilirsiniz.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.